Zincirlerin Gölgesinde Hürriyete Düşmanlık

Tarih:2025-05-29 11:59:01 Editör: Talas Express Haber 126

Toplumlar, yalnızca yönetenlerle yönetilenler arasında değil, hürlerle köleler arasında da bölünür.

Toplumlar, yalnızca yönetenlerle yönetilenler arasında değil, hürlerle köleler arasında da bölünür. Buradaki “kölelik”, yalnızca fiziksel zincirlerle sınırlandırılamaz. Zihinsel tutsaklık, korkuyla yoğrulmuş suskunluk, çıkar uğruna eğilen boyunlar… Bunların hepsi modern dünyanın görünmeyen esaret biçimleridir.


Bugün birçok kişi haksızlıklar karşısında susmayı bir erdem gibi gösteriyor. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyenler, aslında o yılanın kendilerine de bir gün dokunacağını unutuyor. Bu suskunluk hali ise zamanla bir alışkanlığa, sonra bir karaktere, sonunda bir toplumsal yozlaşmaya dönüşüyor.


Ve işte o noktada, zincirlerine alışmış, hatta onları bir yaşam biçimi olarak benimsemiş insanlar, bir başkasının hür duruşuna tahammül edemez hale geliyor. Çünkü hür insan, kölenin içine gömdüğü tüm utançları, bastırdığı korkuları ve unutturmaya çalıştığı gerçeği gözlerinin önüne serer: “Sen tutsaksın.”


Hür insanın sözü keskin bir bıçak gibi işler kölenin benliğine. Her itiraz, her başkaldırı çağrısı, köleye kendi suskunluğunu, eğilmişliğini ve korkaklığını hatırlatır. Bu yüzden köleler, zincirlerinden kurtulmayı değil, zincirsiz olanı susturmayı tercih eder. Çünkü zincirlerinden sıyrılmak, aynı zamanda sorumluluk almak, mücadele etmek, risk almak demektir. Oysa köleliğin konforlu bir alışkanlığı, tanıdık bir düzeni vardır.


Bugünün toplumlarında hür insanlar azınlıkta olabilir. Ama bir toplumda hür insanlar varsa umut da vardır. Çünkü hakikat, her zaman cesaretle dile getirilir. Ve hakikati dile getirenler susturulsa da, söyledikleri sözler suskun kalabalıkların vicdanında yankı bulur.


Unutulmamalıdır ki: Zincirlerini reddeden bir insan, bin zincirlenmiş insandan daha güçlüdür. Ve asıl özgürlük, zincirsizlerin cesaretini örnek alarak, kendi zincirlerini kırmakla başlar.