Önce Para Yasası, Sonra Anayasa

Tarih:2025-05-29 12:37:26 Editör: Talas Express Haber 173

Türkiye'nin gündemi bir kez daha anayasa tartışmalarıyla meşgul.

Türkiye'nin gündemi bir kez daha anayasa tartışmalarıyla meşgul. Yetkililer, yeni bir toplumsal sözleşme hayalinden, sivil anayasadan, gelecek nesillere bırakılacak büyük mirastan bahsediyor. Ancak milletin gündemi çok daha somut ve acil: Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, eriyen maaşlar, boşalan sofralar.

Bugün 85 milyon yurttaş, yeni bir anayasanın değil, yeni bir para yasasının özlemini çekiyor. Çünkü halkın günlük yaşantısına dokunan, çocuklarının beslenme çantasını, marketteki raf fiyatlarını, kiralarını belirleyen şey anayasadaki maddeler değil, uygulanan ekonomi politikalarıdır.

Önce kavramı doğru tanımlayalım: Para, sadece alışverişte kullandığımız bir kâğıt değil; emeğin, üretimin ve refahın sembolüdür. Eğer bu sembol, sürekli değer kaybediyor, halkın alın teri gün geçtikçe yok oluyorsa ortada sistemsel bir sorun vardır.

Bu ülkenin en büyük enflasyon sorunu tüketim değil, maliyet enflasyonudur. Üreticinin mazota, gübreye, elektriğe, kiraya, dövize bağımlılığı; ithalata dayalı ekonomi anlayışı, iç ve dış şoklara karşı kırılgan bir yapı yaratmıştır. Bunun çözümü, göstermelik faiz kararları değil, yerli ve milli bir ekonomik modeldir.

Yeni bir ekonomi düzeni kurulmadan yapılan anayasa değişiklikleri, siyasi mühendislikten başka bir şey değildir. Bu halk, artık yalnızca seçimleri değil, yaşadığı hayatı kazanmak istiyor. Raflarda etiket değiştirerek değil, üretimi güçlendirerek; dışa bağımlılığı azaltarak; paranın değerini koruyarak güçlü bir toplum inşa edilebilir.

Siyasetçiler için samimiyetin ölçüsü bellidir: İktidarda kalmayı değil, milletin refahını önceleyen kararlar almaktır. Eğer gerçekten yeni bir sayfa açmak istiyorsanız, işe halkın cebinden, mutfağından, sofrasından başlayın. Öyle bir para yasası yapın ki, bu ülkenin çocukları yarın sizi hayırla ansın.

Unutmayın, gelecek nesillere nayasa metinleri değil, yaşam kalitesi iz bırakır.